GeroScience adlı bilimsel dergide yakın zamanda yayımlanan yeni bir çalışmaya göre genç bir domuzun kanı kullanılarak geliştirilen ve E5 diye adlandırılan yaşlanma karşıtı terapötik madde yaşlanan sıçanlara enjekte edildi.
Independent Türkçe’nin aktardığına göre, Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles’tan (UCLA) isimlerin de aralarında yer aldığı araştırmacılar, karmaşık nanopartiküller ve domuzlardan elde edilen genç plazmadan oluşan E5’in, sıçanların biyolojik saatlerini ortalama yüzde 70 oranında tersine çevirebildiğini söylüyor.
Bilim insanları, bu sonuçlar insanlara aktarılabilirse 80 yaşındaki birinin 26 yaşına geri dönebileceğini iddia ediyor.
Çalışmanın ortak yazarı Steve Horvath yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“E5’in epigenetik gençleştirme yönünde yarattığı muazzam etkiye inanmakta ilk başta güçlük çektim. Öte yandan kemirgenler üzerinde farklı laboratuvarlarda yapılan paralel çalışmalar, bulgularımızı güçlü bir şekilde destekliyor.”
Bilim insanları araştırmada çeşitli sıçan dokularına uygulanan domuz kanı tedavisinin, anlaşıldığı üzere kan, kalp ve karaciğerin biyolojik yaşını da tersine çevirdiğini tespit etti.
Çalışmada bilim insanları, “Tedavi kan, kalp ve karaciğer dokusunun epigenetik yaşını yarıdan fazla düşürdü” diye yazdı.
Beyindeki hipotalamus üzerinde de “daha az belirgin ama istatistiksel açıdan kayda değer” bir gençleştirme etkisi görüldü.
Araştırmacılar bu organların işleyişinde “kademeli iyileşmeye” tanık olmanın yanı sıra davranışsal ve bilişsel gelişmeler de gözlemlediklerini belirtiyor.
Genel anlamda bulgular, genç domuz plazmasından üretilen tedavinin sıçanlarda “yaşlanmayı gözle görülür şekilde tersine çevirdiğine” işaret ediyor.
“EPİGENETİK YAŞI CİDDİ DERECEDE DÜŞÜRDÜ”
Araştırmacılar şöyle diyor:
“Plazma fraksiyonu tedavisinin hem erkek hem de dişi sıçanlarda tutarlı bir etki göstererek çeşitli sıçan dokularının epigenetik yaşını ciddi derecede düşürdüğünü gördük.”
Yeni sonuçlar memeli türlerin paylaştığı biyolojik mekanizmalar hakkında da fikir veriyor.
Tedavinin insan deneyleri henüz yapılmasa da araştırmacılar iyimser olunabileceğini belirtiyor.
Gelecekte “hastalıkları tek tek tedavi etmek yerine” gençleştirmeyi kullanarak hastalığın başlama riskinin sistematik şekilde azaltılması ihtimali sözkonusu olabilir.
Ayrıca bulguların insanlara aktarılmasına şüpheci yaklaşmak için de nedenler var.
Bilim insanları çalışmadaki sıçanlarda gözlemlenen yaşlanma belirteçlerinin, değer ve örüntüler açısından insanlardan kayda değer ölçüde farklı olabileceğine dikkat çekiyor.
“Bir türde zararlı olabilecek bir şey diğerinde önemsiz olabilir” diyen bilim insanları, çok sayıda gençleştirme tedavisinin kemirgenlerden insanlara etkili bir şekilde aktarılamamasının bundan kaynaklanabileceğine işaret etti.
Çalışmanın bazı yazarları, gençleştirme tedavilerinin geliştirilmesi üzerine çalışan biyoteknoloji şirketi Yuvan Research Inc.’in kurucusu, sahibi, çalışanı veya danışmanı.